Dünyanın en sevilen portlerinden biri olan ve Hollanda'nın Mona Lisa'sı olarak görülen İnci Küpeli Kız edebiyatta da yerini alarak hikayesiyle okura keyifli bir zaman geçirtiyor. Tabi ki o dönemde neler yaşandığını bizler bilmiyoruz.Yine de Tracy Chevalier sayesinde olası bir gerçeklikle kendimizi o gizemli resmin tarihinde bulabiliyoruz. Kitabın sonunda yer alan ressamın diğer resimleri de kitaba hoş bir hava katmış. Kitapta yazarın ve İnci küpeli kızın (yani kitaptaki adıyla Griet'in ) birbirlerine olan duyguları, Griet'in yaşadığı zorlukları, o dönemde yaşanan hastalıklar ve statüler arasındaki ilişkiler kitapta başarılı bir biçimde yansıtılmış. Aynı zamanda kitap filme de 2003 yılında çekilmiş. Scarlet Johnsson gibi ünlü isimler bu filmde yer almışlar ve ortaya oldukça başarılı yeni bir sanat eseri daha çıkmış. Anlayacağınız film neredeyse tüm sanat dallarında insanları mest etti ve etmeye de devam ediyor.
Kitabın konusuna gelecek olursak Griet annesi,babası ve 2 kardeşi ile birlikte yaşamaktadır. Ancak babası gözlerini kaybedince Griet Ressam Vermeer'in yanında hizmetçilik yapmaya başlar. Bu sırada yaşadıkları kitabın ana konusu olmaktadır. Kasabın yakışıklı oğlunun ona duyduğu aşk ve onun da efendisine olan aşkı arasında sıkışıp kalan Griet diğer yandan ailesinin yaşadığı zorluklarla mücadele etmeye çalışıyor. Kendisi Protestan bir çevrede yetişmesine rağmen katolik bir aile de çalışması ve o sırada da yaşadığı ruhsal sıkıntılar kitapta çok iyi bir şekilde yansıtılmış. Kitabın sonu bana yeteri kadar iyi gelmese de gayet başarılı bir kitaptı. Benden 10 üzerinden 9.8 puanı aldı. Çevirmenin başarısını da göz ardı edemeyiz tabi ki:)Keyifli okumalar:)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder