Gör Beni - Akilah Azra Kohen

 

    Yazıma konudan bağımsız bir düşünce ile başlamak istiyorum. Popülarizme karşı bir ön yargı beslemiyorum. Popüler kültürün bazı yazarları, kitapları ya da başka ürünleri abartabildiğinin, amacından saptırabildiğinin farkındayım. Yine de bazı insanlarda olduğu gibi popülarizme kurban gitmiş eserlere ön yargı beslemem, uzak durmam hatta çoğunlukla severim. Sırf popüler ya da sığ diye eleştirme peşinde değilim. Her ürünü amacına göre değerlendirmeye çalışırım. Yazarın Fi-Çi-Pi serisini de okumuş, beğenmiş hatta tavsiye etmiştim. Peki ne oldu da beni bu derece hayal kırıklığına uğrattı? Şunu da belirteyim. Fi-Çi-Pi de de her şey mükemmel değildi. Empoze edilmeye çalışılan bazı fikirler rahatsız edici olsa da genel manası ile kurgu ve çekici karakterlerle görmezden gelinebiliyordu. Ama daha sonra yazarın mesleğimin ünvanını haksız bir şekilde kullanması, bilgisinin olmadığı konularda yaptığı açıklamalar kendisinden soğuttu. Belki yaşadığım hayal kırıklığında bunların da bir miktar etkisi vardır. 

    Nereden başlasam? Öncelikle bir kurgu belli bir mesajı iletmek için yazılabilir. Düşündürücü mesajı olan hikayeleri severim. Ama bunu bir okuldaymışçasına yapmak sanata sığmaz diye düşünüyorum. Bilgiyi kurguya başarılı bir şekilde yedirebilmek yetenek ister. Bu konuda başarılı olmazsanız da burada olduğu gibi yapay ve zorlama bir kurgunuz olur. Yazar en başında kronolojiye uymadığını söylemiş zaten. Ne kadar mantıklı olduğu tartışılır olsa da bu konuya takılmadım fazla. Ben sanat için süslü cümlelere ihtiyaç olduğunu düşünmüyorum. Özellikle çarpıcı bir konuyu sade, sert yalın bir dil ve sağlam bir kurgu ile birleştirirseniz harika bir sanat eseri elde edebilirsiniz. Burada olan ise gerçekten kötü bir kurguya sanat yapabilmek amacı ile yapay bir dilin birleştirilmesi olmuş. Çok fazla tekrar, çok fazla devrik cümle, abartılı felsefik sorular, tekrar tekrar dili boğmuş. Sürekli sevgi neydi ki, sabır neydi ki gibi sorular, abartılı duygusal betimlemeler, gereksiz romantizm birleşerek korkunç bir kaos oluşturmuş. 

    Yukarıda söylediğim gibi mesaj iyidir. Ama insanları salak yerine koymak iyi değildir. Çok ilginç bilgilermiş gibi az çok okumuş yazmış insanların fikir sahibi olduğu konularda sayfalarca tekrar tekrar aynı şeylerin anlatılması hiç hoş değildi. Sürekli bir cahillik vurgusu hissettim kitapta. Yazar sohbet etmiyor, bir şeyler yazmıyor da cahil kullarına bir şeyler empoze etmeye çalışıyordu. Evet romanlardan çok şey öğrendim ben bu zamana kadar. Ancak bu bir baskı aracı olmamalı hiç bir zaman. Bilgi kurgunun doğal bir parçası olmalı, baskıcı olmamalı, yazar kendini kibirli bir öğretmen gibi sunmamalı diye düşünüyorum. Kaldı ki kitapta doğru düzgün bir olay olduğu da yoktu zaten. Yarısını atsak, kessek belki güzel bir şey elde ederdik diye düşünüyor insan. 

    Karakterlere gelecek olursak, tabi ki gerçek hayatla pek ilgileri yoktu. Her şey çok siyah beyazdı. Üstelik kadınları yüceltmeye çalışıp Melek karakteri üzerinden aşağılaması, sürekli yargı dağıtması gerçekten sinir bozucuydu. Üstelik Selim'in annesinin birdenbire geçirdiği sebepsiz değişim, karakterlerin ya çok mükemmel ya çok kötü oluşları bir zamanlar bu kadının psikolojiden anladığını nasıl düşündüm diye kendimi sorgulamama sebep oldu. 

    Yazarın savunduğu düşünceleri eleştirmek haddime değil. İstediğini anlatmakta özgür tabi ki. Ben sadece bunu yapış şekline yorum yapabilirim. Ancak bu klişelerden de sıkıldığımı, böyle konuların böyle basite indirgenmesinden kişisel olarak hoşlanmadığımı belirtmek isterim.

    Sonuç olarak ben bu romana 10 üzerinden 6 vermeye karar verdim.  Bunun sebeplerinden biri emek harcanmış, ağaçların kesilmesine neden olmuş hiç bir kitaba çok düşük puanlar vermeye içimin el vermemesi. Tabi bir de geçmişte çok daha kötü kitaplar da okuduğum ve gelecekte de maalesef okuyacağım gerçeği var. Bunlar dışında yazarın ciddi bir araştırma sürecine girdiği, emek harcadığı belli oluyor, onu atlamamak lazım. Bazı ilgi çekici konuları araştırmaya teşvik etmesi açısından faydalı olabilir. Ben tavsiye etmiyorum ancak merak ediyorsanız da okuyup kendi fikirlerinizi edinin ve benimle de paylaşın derim. 

2 yorum: