Sonsuzluğun Sonuna Dek - Jennifer L. Armentrout

Kitabı bir iş günü olmasına rağmen on iki saat içinde bitirdim. Uzun zamandır okuduğum en sürükleyici kitaptı. Hatta patronuma yakalanmama dahi sebep oldu ki bu sadece yazara olan zaafımı arttırdı o kadar. Ama  bunların hiç biri kitabı mükemmel yapmaya yetmiyor tabi. 

Karakterleri sevdim aslında. Özellikle de Mallory gibi bir karakteri sevmek benim için bu kadar zorken yazarın bir başarısı olsa gerek. Daha önceki yazılarımı okuyanlar ezik, kendini savunamayan, sürekli başkalarına yük olan tiplerden ne kadar tiksindiğimi bilir. Ama Mallory'yi sevdim ve anlayabildim. Bunu da yazarın yeteneğine bağlıyorum. Ancak kendisinin bütün kitaplarını sevsem de bu olmamış gibi de hissettim bir yandan da. Öncelikle beş yüz sayfada anlatılacak bir hikaye değildi. Gereksiz yere uzatılan yerler vardı. İkincisi daha kitabın ilk yüz sayfası bitmeden Jayden'in öleceği barizdi. Hatta bir ara kız annesinden ameliyat etmesini ister ama kurtarılamaz falan diye düşündüm. Ama yazar o kadar dramatikleştirmeye gerek görmemiş anlaşılan. Konuyu düşününce fazla klişe geliyor her şey. 
Üçüncüsü ile anlatılan olaylar ile karakterlerin psikolojisinin uyuşmuyor olması. Yani on yıl aynı evde yaşadığın, seni korumuş her şeyin olmuş birinden bahsediyoruz. Hiç bir şeyden emin olmasan bile ondan şüphe etmezsin. Yani böyle bir travma yaşamadığımız halde ben on yıllık arkadaşlarımın beni bir kız ya da erkek arkadaşa tercih edeceğini bilirim. Herkes bilir. Bu kadar şey yaşamışken aradaki aşktan önce arkadaşlık vurgulanmalıydı bence. Bunları yaşamış birinin birbirine karşı böyle davranması mantıklı gelmedi. Yani aradan dört yıl geçmiş ama maşallah soru sormaya dahi korkuyorlar. Bir şeyler öğrenmeye çalışıyorlar ama çok yüzeysel. Birbirlerini pek tanımaya da çalışmadan fiziksel çekime fazla odaklanılmıştı. 
Dördüncüsü çok travmatik olaylar anlatılsa bende duygu oluşturamamasıydı. Bunun yarısı kadar olaylar için deli gibi ağladığımı bilen biri olarak yazar bana bu duyguyu, hüznü, trajediyi veremedi. Jayden'ın öldüğü gün de bir aşk dramasına girmelerini, daha çocuğun cenazesi olmadan sekse dalmaları da mantıklı değildi. Yani bunların ikisi de yaralı çocuklar, böyle bir olayın onları yıkması gerekirdi ikisinin de ne kadar zayıf olduğu düşünülecek olursa. Ama ben sarılıp ağlamalarını beklerken birlikte oldular. Yargılayıcı olduğumdan değil sadece psikolojik olarak mantıklı bulmadığımdan. 
Hep kötü şeylerden bahsetmeyeyim. Kitabın ne kadar sürükleyici olduğundan karakterlerin kendisini iyi anlattığından bahsetmiştim. Ek olarak kitabın mesajını da çok sevdim. Yani bu kitabın okuma kitlesi düşünüldüğünde gençlere anlatılmak istenen iyi bir şekilde verilmiş. Sonsuza kadar ne demek insanlara sorgulatıyor. Gerçek olmakla ilgili yazılanları da sevdim. Gençlerin bilmesi, sorgulaması gereken şeyleri böyle onların okuması daha olası olan sürükleyici kitapların içinde ifade edebilmesi yazarın en büyük başarısı sanırım. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder