Laurell K. Hamilton

Laurell K. Hamilton 
Başlı başına bir efsane aslında. Adına methiyeler dizildiği kadar eleştirilerin de hedefi olduğu bir gerçek. Fantastiğin kraliçesi olarak kimi seçsem diye uzun uzun iki isim arasında düşünüp dururken ikisinin de kendi tarzında iyi olduğuna karar verip gönlümün XXXL kraliçesi hakkında yazmaya karar verdim. Diğer ismi de yakında okursunuz.



Öncelikle kendisi hakkında hafiften obsesif olduğumu belirtmekte fayda var diye düşünüyorum. Kendisinin Türkiye'de yayımlanan iki serisi bulunmakta. Birisinin  sadece ilk kitabı yayımlanmış durumda iken ikinci serinin 21. kitabı yakın zamanda çıktı. Bundan yaklaşık altı yıl önce pek sevgili Anita Blake serisinin sekizinci kitabını almamla kendisiyle tanıştık. Kitaba başladığımda bu işte bir tuhaflık olduğunu fark ettim etmesine ama Anita'ya çoktan aşık olduğum için çok da önemsemedim. Şu ana kadar okuduğum 680 (belki daha fazla) kitabın içinde sadece bir kaç karakteri bu kadar sevmiş,  
 bu kadar hayranlık 
duymuşumdur. Ki bunların içinde de ilk sırayı kesinlikle Anita alır. İçinde yaşadığımız gerçek dünyada bu kadar güçlü, muhteşem, acımasızlıkla duygusallığın, şefkatin harika bir karışımı olan bir insanla tanışamayacağımı kabullenmem uzun zaman aldı. Durumu kabullendim ve yüz yüze konuşamasak da arada kitaplarını tekrar tekrar okuyarak iletişimi korumaya çalışıyorum. Sonuçta serinin tamamına sahip olmak yollarımı aldı ve altıncı kitabı hala bulamadım. Gerçi çok şükür pdf diye bir şey var yoksa merakımın aldığı boyut korkutucu olabilirdi.

Anita Blake Serisi
Seri kapağından anlaşıldığı gibi bir vampir serisi. Daha doğru ifade etmek gerekirse tüm doğa üstü yaratıkların kendi topluluklarının, kültürlerinin, kurallarının bulunduğu, insanlarla birlikte gizlenmeden yaşadıklarını görüyoruz. Hem tamamen yeni, kuralları çok farklı bir dünya düzeni görürken bir yandan da aslında her şeyin aynı olduğunu görmek tuhaf geliyor. Ama bu yepyeni bir dünya. Canavarları ile ve Cellat'ı ile. Sevgili animatörümüz hayatını ölüleri dirilterek kazanan Anita, vampirlerin ona taktığı isim ile Cellat, aynı zamanda yasaları çiğneyen vampirleri, bazen de başka canavarları infaz etmekle görevli. Okuyup okuyabileceğiniz en sıkı karakterlerden bir tanesi bir yandan da.
Bu dünya için yaratılmış, çoğu zaman acımasız Anita suçluları infaz eder masumları korurken kendini nefret ettiği canavarların tarafında savaşırken bulur. Canavarları da sevebileceğinin farkına varırken bir yandan da hepsinden daha güçlü bir canavar haline gelir. Ama hepsinden daha kötü değil. Hep daha kötü, daha korkunç bir canavar vardır ve Anita her zaman savaşmak zorundadır. En çok korktuğu zamanlarda bile. Anita'nın kabusları artarken aksiyon hiç düşmez. 
Seri toplamda 24 kitap. Tabi gerçekten yirmi dörtte bitecek mi emin değilim. Ara hikayeler de var bildiğim kadarıyla ve en son 21. kitap Türkçe yayımlandı. İlk 5-6 kitap aksiyon ağırlıklı ilerlerken bu kitaplardan sonra aşk yavaş yavaş baş rol haline geliyor. Evet o en sıkı, acımasız Anita da aşık olmadan yapamıyor ama aşkı kendi tarzında yaşamaktan geri durmuyor. Tabi beklenebileceği gibi cinsellik seviyesi hızla yükseliyor. Kitaplarda cinsellikten rahatsız olmuyorum ben ama bundan rahatsız olabilecek okurlar için en azından sekizinci kitaba kadar okumalarını tavsiye ederim.
Seri ilerledikçe en rahatsız eden kısım tekrarların artması oluyor. Kitapların seriden bağımsız olarak da okunabilmesi için yazar sürekli geçmiş olaylarla ilgili açıklamalar yapıyor ve benim gibi kitapları birden fazla kez okumuş kişiler için özel olarak rahatsız edici olabiliyor. İkinci olarak serinin ilerleyen kitaplarında bazen olaylar çok metafizik boyuta taşınabiliyor ve aksiyon düşüyor. Haliyle aksiyonun tavan yaptığı, kitaplar daha heyecanlı oluyor. Ben metafiziksel, büyü ağırlıklı olanlardan çok silahların patladığı, bıçakların havada uçtuğu kitapları seviyorum. Ama tabi bir Anita kitabı ne kadar kötü olabilir? 24 kitaplık bir seriye başlamak (kimi kitapları 1000 sayfayı aşıyor üstelik) cesaret işi olduğundan tüm iyi ve kötü yanlarını sayıp dökmek istiyorum. Tarafsız olduğum söylenemez gerçi. 
Dili ise sade ve akıcı. Edebiyat yapma çabası yok, uzatılmış cümleler, betimlemeler yok. Yine de bir şekilde tüm olaylar gözünüzde canlanıyor. Başarılı bir anlatımı var.
Bir diğer mesele de seri ilerledikçe karakterlerin büyük değişimler geçirmesi. Ben sevdim ve doğal buldum. Tabi kimi zaman da onları kitaptan çıkarıp şöyle bir sarsmak istedim. Anita'nın bile beni çıldırttığı anlar oldu. Ama hiç bir karakter bir Richard edemezdi. Sadece bu yazar için söylemiyorum, tüm insanlık ve kitap alemine baksak bu kadar sinir bozucu, benim tabirimle 'kaltak' bir karakter var mı emin değilim.(aslında kardeşim tüm dünyaya yetecek kadar sinir bozucudur.) Sevenleri var farkındayım ve de Anita da onu anlayamadığım bir şekilde seviyor. Hep derim annem dedikodudan, bir arkadaşım tembellikten, Richard da bencillikten ölecek bence. Gerçi ben bencilliği kabul edebilirim. Kimi zaman gerekli ve güzide bir özellik de olabilir. Richard'daki her özellik beni sinir ediyor sanırım. 
Seri hakkında kafa karıştırıcı olan bir nokta da sıralaması sanırım. Ki ben her seferinde internetten bakmak zorunda kalıyordum. her ne kadar fotoğraflarla bir sıralama vermiş olsam da tekrar belirtmekte fayda var diye düşünüyorum.










  •  Suçlu Zevkler (Anita Blake, Vampire Hunter Serisi 1)
  • Gülen Ceset (Anita Blake, Vampire Hunter Serisi 2)
  • Lanetliler Sirki (Anita Blake, Vampire Hunter Serisi 3)
  • Kaçık Kafe (Anita Blake, Vampire Hunter Serisi 4)
  • Kanlı Kemikler (Anita Blake, Vampire Hunter Serisi 5)
  • Ölüm Dansı (Anita Blake, Vampire Hunter Serisi 6)
  • Yanmış Kurban (Anita Blake, Vampire Hunter Serisi 7)
  • Mavi Ay (Anita Blake, Vampire Hunter Serisi 8)
  • Karacamdan Kelebek (Anita Blake, Vampire Hunter Serisi 9)
  • Zincirlenmiş Narkissos (Anita Blake, Vampire Hunter Serisi 10)
  • Gökmavisi Günahlar (Anita Blake, Vampire Hunter Serisi 11)
  • Şeytani Düşler (Anita Blake, Vampire Hunter Serisi 12)
  • Leoparadam Micah (Anita Blake, Vampire Hunter Serisi 13)
  • Ölümcül Dans (Anita Blake, Vampire Hunter Serisi 14)
  • Harlequin Ölüm Cezası (Anita Blake, Vampire Hunter Serisi 15)
  • Karakan (Anita Blake, Vampire Hunter Serisi 16)
  • Günah Pazarı (Anita Blake, Vampire Hunter Serisi 17)
  • Flört (Anita Blake, Vampire Hunter Serisi 18)
  • Kurşun (Anita Blake, Vampire Hunter Serisi 19)
  • Ölüm Listesi (Anita Blake, Vampire Hunter 20)
  • Ölü Öpücük (Anita Blake, Vampire Hunter 21)



Yazarın diğer serisi Meredith Gentry ise  sert, erotik, tehlikeli bir karanlık fantezi olarak tanımlanıyor. Sıfatların her birini fazlası ile hak ettiğini tahmin ediyor olsam da henüz kitabi okumadığım için fazla bir yorum yapma taraftarı değilim. Umarım yakın zamanda devam kitapları çevrilir ve ben de beklemekten korkmadan başlayabilirim. 






9 yorum:

  1. Yanıtlar
    1. Bilmiyorsun yok öyle bir şey oku öyle gel :)

      Sil
    2. Okumak için can atıyorum :)

      Sil
  2. Bu seri muhteşşeeeeem😍

    YanıtlaSil
  3. Seri tamamıyla eşsiz ama ben kendimce benzeri seriler aramaktan vazgecemiyorum tavsiyelere açığım 😁

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hangi yönden benzerini arıyorsun o da önemli tabi. :)

      Sil
  4. 22.kitap ne zaman türkçeye çevrilecek bilen bulan yok mu?��

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. sizin kadar bende merak ediyorum bu soruyu. Genelde senede bir kitap yayımlıyorlar. Takip etmeye çalışıyorum

      Sil