Aeden



AEDEN'ın kapak yazısında da yazdığı gibi bir dünya hikayesi. Konusu ve olayları ele alış biçimi açısından kendi türünde olan bir çok kitaptan ayrılıyor.  Bu kitap masal ve gerçeği ayırt edebilenlere yazılmış.

Azra Kohen'in okuduğum son kitabıdır kendisi. Okurken zaman zaman kendi insanlığımdan soğuduğum hayatıma çeki-düzen getirme isteği uyandıran bir roman AEDEN. Kitabın konusundan başlayacak olursak Aeden adlı bir gezegende yaşayan bir ailenin günlük yaşamı ile başlıyor kitap. Bu gezegende herkes potansiyelini geliştirmek için çalışıyor. Düşünce hızında diğer gezegenlere seyahat edebiliyor. Evrendeki hiçbir şeyi boşa harcamadan kendileri üretebiliyor. Bu dizaynı ayarlayan kişi Usta. Usta ve onun gibi kendi potansiyelini tamamlamış ya da tamamlayan bir kaç kişi zamanı çok farklı şekilde yaşayabiliyor. Tıpkı Siyah giyen adamlar filmindeki gibi ya da ben ona benzettim. Her neyse bu çok küçük bir ayrıntı zaten. Bizim baş karakterlerimiz henüz çaylak durumundalar. 
  İlk karakterimiz Numi; aslında evrimde çok ilerlemiş de olsa kendini bir türlü Aeden'a ait hissedememe duygusu ve Sonje'nin aşağılamaları yüzünden kendisi bunun farkında değil. Sonje ise hayatta Numi'nin gözünde bir erkeğin olabileceği en mükemmel insan belki de. Sonje onu ne kadar aşağılarsa aşağılasın kendini nedense hep onun peşinde buluyor. Sonje bir kere onun neden bu kadar beyaz olduğunu sordu diye yıllarca çamura ve eski bez parçalarına sarınmış bir halde dolaşıyor sürekli. Sonje gibi telepati kuramadığı ya da Sonje'nin yaptığı birçok şeyi yapamadığı için evine dönmek istiyor. Ancak bunun için yine Sonje'den yardım istiyor.  
 Kitabın bir kısmında çocuk gibi sürekli birbiriyle uğraşan bir çift görüyoruz. Ancak kitap biraz ilerledikten ve Sonje ile Nami Dünya'ya geldikten sonra işler gerçekten kızışıyor. Bilginin deneyimlenerek elde edilmesini savunan kitapta birçok yerde Dünya'mız ile ilgili çarpıcı gerçeklere rastlıyoruz. Bu gerçekler o kadar acı ki...
Kitapta da belirttiği üzere biz insan değil sadece insansı olduğumuzu anlıyoruz. Sırf birkaç dakikalık zevklerimiz için bizden daha az değerli olmayan canlıların yaşama hakkını elinden alıyoruz. Sonra ne mi oluyor? Açıkçası ben kitabı kapattıktan yani okumayı bitirdikten sonra normal yaşamıma geri döndüm. İnsansılığıma geri döndüm diyebilirim. Hepimizin gözünün önünde olan gerçekleri kitaba dökmüş sadece Kohen. Zaten ekstra bir şey yapmasına gerek yok bence. Bir şeylerin yanlış gittiğini anlamak için bu bile yeter.
Ama biz show dünyasında yaşıyoruz öyle değil mi o yüzden içimizi böyle şeylerle sıkmayalım (!) önemli olan zaten tıklanma sayımız.

Kitapta beni çeken diğer bir nokta ise NUMİ ve SONJE karakterleri idi. İzlediğim ONE PİECE adlı animede de Sanji ve Nami adlı iki karakter var. Kitaptaki karakterler ile onları çok benzettim. gerçi Sonje tip olarak Zoro'ya daha çok benziyordu. Anime de onların kavuşması nasip olmuyor ama kitaptakiler en azından kavuştu. Diğer bir nokta kitabın YANLIŞ HATIRLAMIYORSAM Amerika'da geçmesiydi. Neden Dünya da ne zaman bir olay olacak olsa Amerika'da oluyor. Uzaydan bir tek iniş noktası olarak orası mı gözüküyor acaba :D  
Açıkçası ben kitabı çok beğendim. Cümleleri, kurgusu gerçekten çok iyiydi ancak bölüm başlıklarını bölümün içinden alması beni biraz sıktı. 
Kitapta aklıma kazınan iki cümle var ki onları sizinle paylaşmak isterim.
Balinayı çağıran okyanusa katlanır. 
ikincisi ise kitabın sloganı gibiydi:)
Potansiyeline doğ 
Kaderinin efendisi ol 
Olmaktan, doğmaktan, dönüşmekten yoksunma







1 yorum:

  1. Azra Kohen'in videolarını izleyip, röportajlarını okuduktan sonra FİÇİPİ üçlemesini okuyup, dizisini izledim. Azra Kohen kitlesel bilince, üretime, bilinçlü tüketmeye, doğaya, canlılara ve birey olmakla ilgili kaygıları var. Aeden'i okurken sarsılacağımı biliyorum. Tanıtım için teşekkürler.

    Kohen hakkında yazımı keşfetmeniz için siteme beklerim.
    https://forestofnoreturn.blogspot.com/search/label/azra%20kohen

    YanıtlaSil