Kendisinin 10 adet kitabı var ve ben altı tanesini okuduğum için sonunda hakkında yazmaya karar verdim. Diğer kitaplarını da zamanı gelince okurum diye düşünüyorum ama şimdilik yeterli dozda Serdar Özkan almışken düşüncelerimi paylaşmak istiyorum.
Ve önceden belirtmek isterim ki Serdar Özkan söz konusu olduğunda en nefret ettiğim şey "O futbolcu değil miydi yaaaa" diyen tiplerdir. Yani ünü biraz abartıldı kabul ediyorum ama yüzü aşkın ülkede kırk dört dilde yayımlanmış bir yazardan bahsediyoruz. Bu ülkede böyle bir adam bir futbolcu kadar edemiyor. Ne diyeyim, üzücü...
Şimdi yazar Antoine De Saint Exupery, Richard Bach, Paulo Coelho
gibi yazarlarla anılıyor. Bunu kesinlikle abartı bulmakla birlikte eserlerinde
bulunan sembolizm açısından birbirlerine benzedikleri doğru. Küçük Prens'e
göre sembolizm daha yüzeysel, daha hafif ve daha anlaşılır. Ve bu bana
göre çok daha iyi bir şey.
Dili çok daha basit ve anlaşılır.
Sembolizm var ama yaşınız ve
seviyeniz ne olursa olsun
okuyabiliyorsunuz.
Özellikle ergenlik çağındaki
öğrencilerime tavsiye ediyorum çünkü
kısa olmasının ve sıkıcı olmamasının
yanında bir de düşündürücü yönü
ağır basıyor.
Ergenlik çağında daha fazla ihtiyaç
duyulabilecek bir şey hayal
edemiyorum.
Sufiler, dervişler ve tüm mistik ögeler ile
yaşadığımız, duyduğumuz şeylerle de çok özdeşleşiyor ama aynı zamanda
zayıflıklarımızı da ortaya koyuyor, onlara anlayış gösteriyor. Önemli olan şeyleri
hatırlatıyor. Biraz rahatsız edici bulduğum tek nokta bütün kitaplarında aynı şeyi
söylüyor olması. Yani aslında on tane kitabı tek bir cümleye indirgemek mümkün.
Bu kötü bir şey demiyorum sadece yazarın insanlara söylemek istediği başka şeyler
de olduğunu ümit etmek istiyorum.
Yıllar önce Kayıp Gül'ü okuduğumda
mest olmuştum. Artık kitapları o etkiyi
yaratmıyor. Şu an çok farklı bir insan
olduğum için de bunu doğal
karşılıyorum. O zamanlar gittiğim
dershanede çok başarılı olan,
birinciliğe oynayan bir arkadaşım
elimde görüp istemişti kitabı.
Geri getirdiğinde hiç bir şey
anlamadığını söylediğinde yaşadığım
hayal kırıklığını hala unutmam. Artık
eskisi kadar yargılayıcı değilim ve de
artık insanlığa eskisi kadar ümit
beslemiyorum ama yine de insanlardan her geçen gün daha fazla korkuyorum.
Böyle şeyler yazan insanlar olması umut verici o yüzden. Giydiğimiz kıyafetlerin
bize değer kazandırmadığını, kıyafeti değerli yapanın onu giyen insan olduğunu
söyleyen kişiler...
Sonuç olarak Serdar Özkan'ı seviyorum. Çok mükemmel bir yazar olduğu için
değil kesinlikle (ki değil). Böyle şeyleri söyleyecek insanlara ihtiyacımız
olduğu, kendimizi sorgulamamıza sebep olduğu, kafamızda hoş bir tat bıraktığı,
eski değerleri hatırlattığı için. (Bunu eskimiş değerlerin düşmanı olan ben
söylüyorum.) Ben tavsiye ediyorum, umarım siz de beğenirsiniz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder