Sus Be Kadın! - Ayşe Gizem

Ayşe Gizem'in Sus Be Kadın'ı okuduğuma pişman olmadığım bir kitap. Her ne kadar yer yer bunu kendime niye yapıyorum diye düşünmüş olsam da. Kadınları anlamakta, insanları anlamakta, ilişkileri anlamakta en önemlisi kendimi anlamakta faydası olduğunu düşünüyorum. Özellikle de kadınlar hakkında yanlış inançları olduğunu düşündüğüm arkadaşlarıma tavsiye ettim. :) Ama kitap beni üzdü de aynı zamanda. 
Çok samimi, tatlı bir kadın, yine çok sade, tatlı bir dille yazmış yaşadıklarını. Yayın evinin Doğan Novus olması da ayrıca bir kalite beklentisine neden oluyor ki dili bu tarz kitapların olduğundan bir tık daha iyiydi. Zaman zaman özendiğim yılları, arkadaşlıkları okudum zaman zaman da kendimi 'bu da yapılmaz ki be arkadaş' derken buldum. Bu arada yazarı hayalimde hiç doğru canlandıramamış olduğumu da fark ettim fotoğrafını görünce. Yani kadını çok sevdim öncelikle. Azmini, gücünü, kendi başının çaresine bakabilmesini, her durumun içinden bir şekilde çıkabilmesini... Hepsine bayıldım. Ama erkekler konusunda da hastalık derecesinde (bunu bir psikolog olarak söylüyorum) bağımlı olmasına anlam veremedim. Anlam vermem de gerekmiyordu zaten. Bazı insanlar böyledir bazıları da Bitkisel gibi uzun yıllar birine ihtiyaç duymadan yaşayabiliyorlar. Ben bunu aşka aşık olmak diye adlandırıyorum gerçi. 
Bitkisel genel olarak daha çok kendime yakın hissettiğim bir karakterdi gerçi. Yine de sonradan sonraya o da bozdu nihayetinde. Acı ama gerçek. Bu hikaye hayatın en içinden, en gerçeğinden. Bu beni üzüyor. Böyle hastalıklı, aşk odaklı, böyle entrika ve dürüst olmayan hayatlar, ilişkiler yaşadığımız, kendimize olan saygımızı kaybettiğimiz için. 
Tabi bir de kitabın beni en uyuz eden kısmı sonu idi. Yani bir sonu yoktu aslında. Hikayenin orta yerinde bitiverdi. Tahminlerim çıkacak mı, daha sonra neler oldu, soruları kafamda dolanıyor hala. Kitaba on üzerinden sekiz veririm. İyiydi yani. Zaman zaman sinir etse de çok tatlı ve güçlü bir kadının yaşadıklarını, gerçekleri, hepimizi anlatıyordu. Yine de en büyük katkısı neler yapmamam gerektiğini bana hatırlatması oldu sanırım. 
Bir de kadının kendisinin farkında olmasını sevdim. Yani mantıksız davrandığında, bağımlı ve güçsüz olduğunda falan kendisinin farkındaydı. Kendi kendisini güzel güzel eleştiriyordu ama tabi bu bir şeyleri yaşamasına engel olmadı. Keşke arada gözüme batan cinsiyetçi söylemleri de kullanmasaydı. 

2 yorum:

  1. Devamı pankreas kanseri olma garantisiyle gelecek :)) bir kitabın tahlili de bir kitaba ancak bu kadar yakışabilirdi sanırım :) çok teşekkür ederim okuduğunuz için, sevgiler...

    YanıtlaSil