Karanlığın Sol Eli - Ursula K. Le Guin

Mülksüzler'den sonra sabırsızlanarak okumak istediğim bir Le Guin kitabıyla karşınızdayım. Kitabı okurken zaman zaman yazarın hayatta olmadığını hatırlayıp hüzünlendim. Böyle insanlar olmadan dünya çok daha kötüymüş gibi hissediyorum. 

Yazar müthiş bir yetenek. Orası yer çekimi kadar sabit kafamda. O nedenler o kısımları geçiyorum. Mülksüzler'de olduğu gibi benzer konulara değinilmiş, benzer bir yaklaşım izlenmiş. Bir yazar ne kadar iyi olursa olsun kendini tekrardan kaçamıyor sanırım. Ama o kadar da tekrar etmiş sayılmaz. Çünkü bu sefer konumuz mülkiyet değil. Cinsiyetsizlik. Aslında bu tam olarak doğru değil. Daha çok çift cinsiyetlilik. Ama bu işlenen tek konu değil. Her zamanki karmaşıklığı ile yazar katman katman işlemiş konuları ve olayları. 
Cinsiyet meselesinin yanında sönük kalsa da bir Ekümen kavramı, mümkün olup olmayacağı da insanın kafasını kurcalıyor. Yazarın kitaplarında genel olarak gördüğüm iyi bir yönetim olamayacağı tezine açık kapı bırakmak amacı ile koyulmuş adeta. Gerçekten insan adil, sömürmeyen, zararlardan arınmış bir şekilde faydalı olabilecek bir yönetim şekli mümkün mü? Yazar sorulara cevap vermiyor, sadece düşünmenizi sağlıyor. Bundan daha değerli ne olabilir. Ama ben yazarın da benim gibi böyle bir şeye inanmadığını düşünüyorum. Gerçeği kim bilebilir ki?
Cinsiyetsizlik meselesi ise başlı başına bir cennet. Bu konu daha ne kadar mükemmel anlatılır bilemiyorum. Yazar çift cinsiyetli olmanın tüm toplumsal sorunlarını çözdüğünü ya da bunun iyi bir şey olduğunu iddia etmiyor. O sadece cinsiyet olgusunun kişiliğimizi, hayatımızı, toplumlarımızı nasıl etkilediğini ortaya seriyor. Kendi fikrim böyle bir fizyolojinin muhteşem olacağı yönünde ancak böyle yaratılmış olmamızda mükemmel bir sebep görebiliyorum. 
En sonda elçinin kadın ve erkekler karşısında dehşete düştüğü sahne muhteşemdi. Karşısında kadınlar ya da erkekler yerine yeniden bir insan gördüğünde yaşadığı o rahatlama. Belki bizim için de bir ümit vardır. Belki bir gün biz de karşımızdakini kadın ya da erkekten önce insan olarak görebiliriz. Tabi önce kadın ya da erkek kimliğinden önce insan kimliği edinmemiz gerekir ki bunun neredeyse imkansız olduğunu düşünüyorum.
Le Guin'in ana karakterlerini sevemiyorum nedense. Onları sevmemi sağlayacak zayıflıklara ve güçlere sahip değiller sanki. Yazar sanki bilerek sıradan özelliksiz kişilikler oluşturuyor. Ama bu sefer Estraven'e bayıldım. Hain başbakana hayran olmamam mümkün değildi. Esas oğlanın veremediği tüm duyguları kendisi verdi bana. Muhteşem bir kararlılık, sağlamlık, erdem. 
Kitabı herkesin okuması gerektiğini düşünüyorum. Hoşlanmayanlar ve okumakta zorlananlar olacaktır ancak yine de denemelerini ve zorlamalarını tavsiye ederim. Kitabı kapattıklarında düşündüklerinden hoşlanacaklardır. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder