Kuşlar Yasına Gider - Hasan Ali Toptaş

Uzun zamandır niyetlendiğim ve ancak okuyabildiğim kitap. Yazar bir anda ünlenen, sağda solda ismini çok duymaya başladığım ama hakkında da hiç bir şey bilmediğim biriydi. Kitabını okuduktan sonra da dilinin, edebiyatının inanılmaz bir zevk kaynağı olduğunu gördüm. Yazarlık bir ahenk işidir bana göre. Basit, anlaşılır olmak samimi olmak önemli. Ama bir de cümlelerdeki müziği duyabilmek, okurken tadını alabilmek var. Yazar bunu başarmış, kendisini tebrik ediyorum.

İçerik olarak romanın durgun bir yapısı var. Öyle insanı heyecana sürükleyecek, meraktan uyutmayacak bir tarzı yok kesinlikle. Bu tarz kitaplara alışık olanların sıkıcı bulabileceği bir tarzda. Durağan ama etkileyici de. Devamı gelsin istiyor insan. Yazar o kadar gerçekçi ki adeta bir fotoğraf çekmiş. Ya da bir kamera kaydı izliyoruz. Ama bu kayıt öyle heyecanlı bir şey değil. Hepimizin hayatının bir parçası, bir günü, bir dönemi. Sanki etkileyici olsun diye değil de sadece göstermek için, ifade etmek için yazılmış. Romanı etkileyici yapan da bu çıplaklık zaten. 

Okuyan ve okuyacak herkes kitapta kendisini, geçmişini, köklerini görecektir eminim ki.  

Kitapta her şeyi mükemmel bulmadın tabi ki. Özellikle kahramanın kendi biyografisi hakkında yazılanlar bana biraz zorlama geldi. Kitaptaki inanışların yansıtılması hoşuma gitti ancak bunların kanlı canlı oluşturulmasını biraz fazla buldum. Belli belirsiz bir hayalet çocuk ya da belli belirsiz bir ecel atı olsaydı neye inanacağımıza kendimiz seçseydik daha iyi olurdu diye düşünüyorum. Biraz fazla vurgulanmış geldi bana. 

Sonuç olarak kitabı tavsiye ederim. Ancak bir çok insanın sıkıcı bulabileceğini de belirtmek isterim. Ben kendi adıma yazarı takip etmeyi ve yazdıklarını okumaya devam etmeyi planlıyorum.