J. K. Rowling (Robert Galbraith)

Bu hanımefendi kitap yazarak zengin olan ilk hanımefendi olma özelliğine sahip. Ben bunun mümkün olabileceğine inanmazdım ama gerçekleşti. Kendisine dostlarının Jo dediği J. K. Rowling kitap yazarak ülkesinin en zengin kadınlarından biri oldu. Tabi asıl başarısı bu değil. Milyonlarca satan kitapları ona aynı zamanda ciddi bir hayran kitlesi kazandırdı.

Paulo Coelho

Paulo Coelho 1947'de doğmuş Brezilyalı bir romancı ve söz yazarı. 1988 'de yayınladığı Simyacı adlı romanı ile en çok okunan yazarlardan biri haline geldi. Yazar şuana kadar 16 adet roman yazdı. Bazılarını size tanıtmak istiyorum.







Milan Kundera

1929 yılında orta halli bir ailenin ikinci çocuğu olarak dünyaya geldi. Müzisyen olan babasından müzik eğitimi aldı ve ilerleyen yıllarda müzikoloji üzerine çalışmalar yaptı.Üniversite'de edebiyat ve estetik üzerine bir süre eğitim gördükten sonra Film Akademisine geçti. İlk makalelerini burada yazdı fakat bazı nedenlerden dolayı yazılarına ara vermek zorunda kaldı.

Tarihi Aşk Romanı Kitaplığı

Aslında bu bir aşk romanları yazısı olacaktı ama bu kategorinin çok geniş olduğunun farkına vardım ve güncel ve tarihi olarak ikiye ayırma kararı aldım. Belki de üçe, şimdilik bilemiyorum. Tarihi aşk romanları listem de üç aşamalı olacak. Öncelikle bayıla bayıla okuduğum, beş, on hatta on beş kitabını okuduğum yazarlarla başlayacağım. Daha sora iyi olduğunu düşündüğüm ancak çeşitli sebeplerle kitaplarını okumaya devam etmediğim yazarlardan bahsedeceğim ve son olarak da uzak durmanız gerektiğini düşündüğüm yazarlara sıra gelecek.  

Victor Frankenstein

Victor Frankenstein aslında hepimizin bildiği bir hikayeyi farklı bir açıdan anlatmaya çalışmış.

One Piece 2



Bir önceki yazımın devamı olarak One Piece'in ikincisini yazmak istedim. İlkinde yeteri kadar ayrıntıya giremediğimi düşünüyorum. Eğer spoiler yemek istemiyorsanız bu yazıyı okumayın. Size bu yazımda karakterlerden biraz daha bahsetmek istiyorum.

Polisiye Kitaplığı

Polisiye gerçekten yetenek isteyen bir alan malum. Üstelik aşk gibi, romantizm gibi romanın türü ne olursa olsun araya karıştırabileceğiniz bir şey değil. Dolayısı ile vasat bir polisiye okumak zor (zevksiz, çekilmez, sinir edici). Ben tabi polisiye alanında uzman sayılmam. Bir dönem merak salıp daha sonra hiç elime almadığım türlerden. Hele polisiyenin kralı, kraliçesi denilen yazarlardan çoğunu hiç okumadım. Yine de okuduklarım hakkında kısaca da olsa bilgi vermek istedim. Umarım faydalı olur. 

Vampir Kitaplığı

Hepimizin fark ettiği gibi vampir furyası birden patlama yaptı ve ortaya çıktığı gibi de bir anda sönmedi. Etkisini çoğunlukla kaybetmesine rağmen gençler arasında hala popüler. Bu patlamanın asıl sebebi olan Alacakaranlık gibi romantizm yüklü, naif, yufka yürekli vampirlerle dolu seriler bazı vampir sever kişilerin vampirlerden soğumasına da sebep oldu tabi. Acımasız vampirleri seven, fantastik edebiyatın tadını kaybettiğini söyleyen bu grup daha vampirlerden kaçarcasına uzaklaştılar. Peki neler var bu camiada, kimler ne tür yazıyor? Bu yazının amacı herhangi bir sıralama yapmaktan çok vampir camiasının serileri hakkında kısa da olsa fikir vermektir.

One Piece



One Piece'in 100. bölümünü bitirmiş biri olarak sizi bu kısma kadar anime hakkında bilgi vermek istiyorum ki en azından neye başlayacağınız hakkında bir fikriniz olsun:) Şu ana kadar 774 bölümü yayınlanmış. Kendisi en çok izlenen animeler arasındaymış. Luffy ve tayfasının One Piece'e ulaşırken yaşadıkları korsan maceralarını anlatıyor anime. Aslında yukarıdaki youtube'dan aldığım video (kim yaptıysa eline sağlık) konuyu baya özetliyor. Ben size anime hakkında yorumlarımı aktarıyorum.

Işıltı Sarayı


Richelle Mead'ın okuduğum tek fantastik olmayan romanı. Tabi ki buna da BAYILDIM çünkü Mead yazmış. Kitaba bayılmış olmam eksikliklerini fark etmemiş olmam  anlamına gelmiyor. Öncelikle kitabımızın adı neden Işıltı Sarayı? Esas kızımız Leydi Withmore kurucu ailenin soyundan gelmesine rağmen birçok aileyi vuran bir ekonomik buhranın içine düşmüştür. O yüzden babaannesinin ona bulduğu zengin kısmet olan kuzeniyle evlenme kararı alınır. Ancak özgürlüğünü her şeyin önünde tutan leydimiz bitli kuzeni ve sürekli her şeye karışan ailesi ile birlikte oturmak istememektedir.  Çünkü bitli kuzeninin ailesi daha evlenmeden işçileri işten çıkarmalarını istemiştir. Bu sırada Ada (Adaline)' e bir teklif gelir. Işıltı sarayının kurucusunu oğlu Cedric Ada'nın Işıltı sarayında eğitim alarak yeni bir dünya diye tanımlanan Adoria'ya gitmesini ve orada bir leydi gibi yaşamasını istemektedir.