Anlaşma sürükleyici, bir solukta okunan, eğlenceli ve insanı yormayan bir kitap. Rahatlamak, güzel vakit geçirmek için birebir. Tabi bir süre sonra yazarın cinsiyetçiliği, ya da karakterin mi demeliyim, sizi dehşete düşürüp şekilden şekile sokmuyorsa.
Anlaşma yazarın okuduğum 8. kitabı olduğu için ilk kitaplarına göre çok daha rahatsız edici buldum sanırım. Okuduğum ilk kitaplarında dikkatimi çekmeyen cümleler, sıfatlar, düşünce tarzları yazarın daha çok kitabını okudukça bende sürekli kaşınan bir yara hissi vermeye başladı. 'Ismarlama Bebek' de aynı şekildeydi ancak bu kitaptaki 'kadınsı' sıfatı beni çok rahatsız etti. Yazarın kadınlarla ne derdi var bilmesem de kitap boyunca bitmek bilmeyen 'kadınsı tavır, kadınsı vücut, kadınsı koku' tarzı ifadeleri saymak istedim artık. Ayrıca erkek karakterin kadına tecavüz etmeyi sorun olarak görmüyorken onun sarhoş halinden yararlanmayı ahlaki bulmaması ayrıca şaşırtıcıydı. Böyle çarpık bir ahlak anlayışının olması gereken gibi gösterilmesi de dehşete düşülmeyecek gibi değil. Kadın karakter de her ne hikmetse sürekli 'bir şeylere engel olamayan, bir şeylere ses çıkaramayan, itiraz edemeyen, istemem yan cebime koy diyen' bir modda. Yazarı da kitaplarını da severim açıkçası ancak okuduğum bu son iki kitabından sonra gerçekten böyle bir zihniyete sahipse ve bu zihniyeti doğal, iyi olarak göstermeye çalışıyorsa kendisine duyduğum tüm saygıyı kaybetmiş olacağım.
Anlaşma yazarın okuduğum 8. kitabı olduğu için ilk kitaplarına göre çok daha rahatsız edici buldum sanırım. Okuduğum ilk kitaplarında dikkatimi çekmeyen cümleler, sıfatlar, düşünce tarzları yazarın daha çok kitabını okudukça bende sürekli kaşınan bir yara hissi vermeye başladı. 'Ismarlama Bebek' de aynı şekildeydi ancak bu kitaptaki 'kadınsı' sıfatı beni çok rahatsız etti. Yazarın kadınlarla ne derdi var bilmesem de kitap boyunca bitmek bilmeyen 'kadınsı tavır, kadınsı vücut, kadınsı koku' tarzı ifadeleri saymak istedim artık. Ayrıca erkek karakterin kadına tecavüz etmeyi sorun olarak görmüyorken onun sarhoş halinden yararlanmayı ahlaki bulmaması ayrıca şaşırtıcıydı. Böyle çarpık bir ahlak anlayışının olması gereken gibi gösterilmesi de dehşete düşülmeyecek gibi değil. Kadın karakter de her ne hikmetse sürekli 'bir şeylere engel olamayan, bir şeylere ses çıkaramayan, itiraz edemeyen, istemem yan cebime koy diyen' bir modda. Yazarı da kitaplarını da severim açıkçası ancak okuduğum bu son iki kitabından sonra gerçekten böyle bir zihniyete sahipse ve bu zihniyeti doğal, iyi olarak göstermeye çalışıyorsa kendisine duyduğum tüm saygıyı kaybetmiş olacağım.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder