Leyla İle Mecnun

                                           


Türkiye'nin efsane dizileri arasında yer alır bu dizi. Aldığı yeri de hak eder bence. İlk sezondan itibaren enteresan karakterleri ile çizgisini belli etmiş bir dizidir. Ben size oyuncuları tanıtarak başlamak istiyorum.  

  İlk olarak Mecnun Çınar nam-ı değer Mecnun Ç. Dizimizin baş karakteri aşkları ile efsane kişi hepimiz gibi oda kendi Leyla'sını aradı dizide. Konuşma tarzıyla, hiç çıkarmadığı depresyon hırkasıyla, planlarıyla, küfür olmayan küfürleriyle ve hiç ayrılmadığı dostlarıyla diziye renk kattı. ancak kararsızlıkları daima başına bela oldu. Her insanın kaldıramayacağı acılar yaşadı. Dönem dönem o da kaldıramadı bu acıları yine de güçlü kaldı.

Bu kızımız ilk Leyla, Mecnun'un kendini defalarca tehlikeye attığı, onun ilk ve bence tek Leyla'sı. Kaderleri beşikte yazılmıştı zaten. ama belki de Ezgi Asaroğlu diziden ayrılmasaydı dizi bu kadar uzun sürmezdi. Yine de o (spoiler) öldüğünde dört bölüm falan ağladım ben. Uzayda son nefeslerini birbiriyle paylaştıklarında ya da Dünya onların aşkları yüzünden yıkılacak duruma geldiğinde ekrandan ayrılamayıp böyle bir aşk keşke benim olsa diyorsunuz. Zengin kız fakir oğlan aşkı olsalar ve kızın patron babası sürekli onları ayırmaya çalışsa da onlar Leyla ile Mecnun'du ve onları bir tek ölüm ayırabilirdi. Tabi bu işler rakipsiz olmazdı ve burada da Leyla ile sürekli evlenmeye çalışan zengin çocuk Arda vardı. Mecnun'un düşmanı olsa da çok şeker düşmanlardı özellikle de düşman olduklarını unuttukları zaman.      


  Hırsız Yavuz. Tabi ki o öyle bi insan değil :) Kitaplar okuyan ve televizyonlara özel bir ilgisi olan bir insan. İnsanların evinden televizyonlarını (ç)alıyor ki insanlar kitap okusun sohbet etsin yani en azından bence öyle. O da sevgilisini kanka ayağına gelen çocuğa kaptıran bir arkadaşımız. Onca fedakarlıktan sonra kızın onu seçmemesi onun suçu değil sonuçta. Tabi onun da suçu var ama olsun.





Dizimizin en mükemmel genli adamı. Ailesinde yok yok. Ama onun kaderi beklemek. Hep bekleyen oldu. Şekerpare'yi, ailesini hatta Mecnun'u bile bekledi o. İçindeki hüznü daima gözlerinde görebilirdiniz ama içindeki umut sayesinde daima gülüyordu o. Erdal Bakkal ile atışmaları ve dostlarıyla üzüme düşmeleri dizinin ayrı bir neşesi oldu. Mecnun için kaç şişe eter içti.Şekerpare ile kavuşacakları zaman geri döndü. Dostu için çekmediği çile kalmadı. Biz beklemeyi İsmail abiden öğrendik. Kimse bizim sabrımızı sınamasın gibi yeni sözlere konu oldu İsmail abi. Ah be İsmail abi o gemi elbet gelecek bir gün.

Dizinin en cefakâr adamı İskender baba; hayta bir oğul ve onu terk eden bir eşe sahip. Üstündeki bu şansızlık onu sürekli takip ediyor. Bindiği her arabayı itmek zorunda kalıyor(taksiden noel baba'nın arabası hatta at arabası'na kadar bütün arabaları). Evde hem anne hem baba oluyor. Eve gelip sonra hiç gitmeyen misafirlere bakıyor. Erdal gibi bir arkadaşa sahip daha başına ne gelsin. Sen çok yaşa İskender Baba. Koskoca Cengiz Hanı bile kaçırttı adam. Aslında buradan bakınca sıradan bir baba çünkü ne yapıyorsa çocuğu için yapıyor. O yüzden anlıyoruz ki hiçbir baba sıradan değildir.




 Erdal bakkal bu adam ilk bölümlerde sadece sıradan bir bakkaldı. Ama sonra baktı herkes deli dedi ki bende delireyim. Gerçi işi biraz fazla abarttı gerçekten baya baya delirdi. Ama o bizim Erdal bakkalımız. Karısına sadık, Nurten'in yeğenini sürekli evlendirmeye çalışan ve sürekli para kazanmaya çalışan Erdal Bakkal. Öncülerin öncüsü o. Delilerin öncüsü hatta bir ara nazilerin bile öncüsü olmuş bir kişi. Köçek dansının aranan ismi ve en mükemmel sallama çay yapan insan. Diziye kendi renkli kişiliğini katarak karakterini bambaşka bir boyuta taşıdı. Dizide anlatacak bir sürü kişi daha var. O yüzden bu Leyla ile Mecnun'un ilk yazısı olsun.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder