Yarasa - Selvi Atıcı


Selvi Atıcı'yı severim. Ama bunun sebebi büyük ihtimalle onu okumaya "Sen" kitabı ile başlamış olmam. Diğer kitapları kötüydü demiyorum ama hiç biri ondaki tadı vermedi. Hiç biri "Sen"deki karakterler kadar mükemmel değil, hiç biri o kadar duygulu, o kadar sürükleyici değildi.
Yine de yazar Selvi Atıcı ise okurum diyordum ama Yarasa'nın arka kapak yazısı da hiç ilgimi çekmemişti. Çekmemekte de haklıymış. Kitabın yorumlarına baktığımda Selvi Atıcı her zamanki gibi mükemmel diyenleri de gördüm, bu kitabı gerçekten Selvi Atıcı mı yazmış diyenleri de. İki gruba da katıldığımı söyleyemem ama kitapta Selvi Atıcı üslubu belirgin olsa da ne konusu, ne derin teşkilatlar gerçekçi gelmedi. Belirgin bir çiğlik hissettim. Üstelik karakterleri sevmiş olmama rağmen bir uyuşmazlık, bir tutarsızlık vardı sanki. 
Bir kere Uğur'a bayılmış olsam da, sevmenin ne demek olduğunu bilen nadir erkeklerden olsa da, onu mantıklı ve gerçekçi bulamadım. Sebep ne olursa olsun hayatı boyunca o kadar insan öldürmüş birinin, hayatı öldürmek olan birinin psikolojisinin bu olacağını hiç zannetmiyorum. Sözde iyi amaçlar için dahi bunları yapan insanların hasta olduğunu düşünüyorum. (Hem kişisel hem profesyonel görüşüm) İkinci olarak altta yatan iyi amaçlar uğruna çalışan teşkilat fikrinden de nefret ettim. Böyle şeyler olmuyor demiyorum. Sadece bunlar gerçekte kitapta gösterilmeye çalışıldığı kadar masumane değil bence. Zaten masum olsa dahi bir çok kişinin hayatı için feda edilmesi gerekenler fikrine de inanmıyorum zaten. Hayır yapılması gerekenleri yapan insanlar var ve buna saygı duyarım ancak birinin hayatının bir başkasından ya da birinin hayatının başka on kişininkinden daha değersiz olduğuna kim karar veriyor? Herhangi biri yok efendim bunun hayatı daha değerli, ya da bunu feda edersek yüz kişiyi kurtarırız, o zaman feda edilmeli kararını verme hakkını kendinde nasıl bulabiliyor. Açıkçası bir insan için sevdiği insan değerlidir. Yüzlerce kişinin hayatını çoğu insan sevdiği bir kişi için feda edebilir. Böyle olması doğaldır ve kötü bir şey de değildir benim fikrimce. Ancak böyle kararların hiç bir insan tarafından verilemeyeceğini, verilmemesi gerektiğini düşünüyorum, o yüzden de bütün bunlar kitaba bir miktar iticilik kattı.

Mavi de yine sevdiğim bir karakter olsa da yaşadıkları düşünülünce çok mantıklı bir psikolojide olduğunu düşünmüyorum. Aya hayatı boyunca şehirde yaşamış iş güç sahibi bir genç kadının elektrik, su, tuvalet olmayan bir ortama o kadar kolay alışmasını da çok olası bulmadım. 
Yanlış anlaşılmasın kitaba kötü demiyorum. Yine akıcı, sürükleyici, aksiyon doluydu, karakterler güçlüydü. Özellikle son zamanlarda karakterler yüzünden bir çok yazara düşman olmuş biri olarak hoş bir değişiklikti. Yine de yazarın kitaplarında her zaman bulduğum derinliği, olgunluğu bulamadım. Belki de üzerinde biraz daha çalışılması gerekiyordu. İster istemez yazarı kendisi ile karşılaştırıyorum ve Sen'deki havayı tekrar yakalamasını hevesle bekliyorum. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder