Kendisinin Türkçe'ye çevrilmiş on tane kitabının olması ve de ben bu kitapların hepsini okumuş bulunduğum için (bazılarını birden çok kez ) direk yazar için bir şeyler yazmak çok daha mantıklı geldi. Tabi kendisinin en sevdiğim yazarlardan olduğu gerçeği bütün kitaplarını okuduğum için ortadadır diye düşünüyorum.
Kendisi sizin de görebileceğiniz gibi şeker mi şeker bir hanımefendi. Gerek yaşım, gerek de okudukça insanın ilerleme kaydetmesi gerektiğine olan inancım nedeni ile artık eskisi gibi aşk romanları, romantik komediler okumuyorum. Ama kaç yaşına gelirsem geleyim tarzım ne kadar değişirse değişsin okumaya devam edeceğim yazardır kendisi. Benim gönlümün romantik komedi kraliçesidir. Tabi şimdi onu diğerlerinden ayıran özellikleri belirtmekten mutluluk duyacağım.
Öncelikle o sizi kahkahalara boğabilir. Okurken gerçekten yan odada uyuyan annenizi uyandırabilecek kadar gülebilirsiniz.
İkinci olarak sizi güldürürken hikayeyi sığ ve saçma bir hale sokmaz, olaylar mantık çerçevesinde ilerler, okuyucuyu güldürmek için kadın karakteri salaklaştırmaz. Üstelik hikaye öyle yerlere gelir ki duygulanırsınız, içiniz acır. Gözyaşlarınız sel olur diyeceğim ama abartmış olurum gerçekten. Herkesin okurken benim kadar kolay gülüp ağlayamadığının da farkında olduğum için böyle bir şey söylemiyorum.
tabi bir de belirtmem gerekir ki bazı kitapları komedi ağırlıklı iken bazıları drama kaymış olabiliyor. İki türün ve iki türün mükemmel bir karışımı olanların her birinin bende yeri ayrıdır. Her birini ayrı severim. 
Her bir kitabı için bir şeyler yazmayacağım ancak en etkileyici bulduklarımdan bahsetmek istiyorum.
Aşkta İlk Çeyrek
Yazarın okuduğum ilk kitabı olmakla birlikte bu türde okuduğum da ilk kitaptır. Bir yanlışlık sonucu hep burun kıvırdığım aşk romanları reyonundan aldığım kitaptır kendisi. (20 kitap birden alınca insan karıştırabiliyor o heyecanla, olabilir yani)
Balayı - Küçük Bir Hayal Kur
Yazarın en duygusal ve sanki duygusallık seviyesi arttıkça mükemmelleşen iki kitabı. Etkileyici, akıcı ve ikisi de neredeyse mükemmel. En güzeli de mükemmel kadın karakterler olması. Fedakar, güçlü, ezilmez, hayat tarafından iyice hırpalanmış fakat yine de ona kafa tutan kadınlar. Bir kitapta en çok sevdiğim şeylerden biridir karaktere hayranlık duyabilmek.
Sensiz Olmaz açık ara farkla en komik , en eğlenceli Susan Elizabeth Phillips kitabıdır diye düşünüyorum. Komedi, zeka, eğlence arayanlar için mükemmel. Tabi Doğuştan Çapkın, Aşk Çok Yakında kitapları da çok tatlı, çok eğlencelidir ancak Sensiz Olmaz kadar duygulara hitap etmiyor nedense. Her biri ayrı ayrı gerçek aşk ile ilgili türlü türlü fantezilerle dolduruyor insanın kafasını. Okuduktan sonra kendi hayatınıza bakıp bir hüzne kapılabiliyorsunuz. Bazen de kaba saba ve tabi ki ünlü futbolcular sizi sinir edebiliyor. Yine de çok eğleniyorsunuz.
Taş Bebek
Yazarın en yeni benim de en son okuduğum kitabı olurlar kendileri. Yazarın her zamanki haline göre biraz hayal kırıklığı olduğunu belirtmem gerekir. Beklediğim bol kahkahalı hikayeyi bulamadım. Duygusaldı ancak diğer dram ağırlıklı kitapları kadar insanın gönlünü de fethedemedi. Kitap çok uzun bir zaman aralığını anlatıyor. Esas kızın annesinin hikayesinden başlıyor anlatmaya. Dolayısı ile insan bir an önce esas olaya gelmeyi bekliyor. Bu şekilde yazmanın karakterlerin daha iyi anlatılmasını sağladığı açık ancak bir aşk romanı için olayların biraz ağırlaşmasına da sebep oluyor. Fleur'un biraz olgunlaşmasını ve daha çok akıllanmasını hevesle bekledim kitabın sonuna kadar. Ve tabi mutlu son beni de mutlu etti. Hayatımda bu kadar çok çekmiş, bu kadar herkesten darbe yiyen insanı çok az görmüşümdür. Kitap boyunca ne çektin be Fleur deyip durdum. En sonunda o da buldu mutluluğu çok şükür. Sonuç olarak kitap sürükleyiciydi ve aşk romanları kategorisinde değerlendirildiğinde gayet iyiydi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder